Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan şubat ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, “Ülkemizin en fazla ihracat gerçekleştiren 6. ili olarak şubat ayında 803 milyon 790 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. Bir önceki yılın aynı ayına göre %6,6 düşen şubat ayı ihracatımızla birlikte Ocak-Şubat dönemi ihracatımız 1 milyar 618 milyon 990 bin dolar oldu. Her şeye rağmen üreten, istihdam yaratan, kent ve ülke ekonomisine değer katan ihracatçı üyelerimize, iş insanlarımıza ve bütün çalışanlarına teşekkür ediyor, işlerinde kolaylıklar diliyorum.” dedi.

Yıldırım: İhracatımızın ithalatı karşılama oranı %151

İhracat değerlendirmesinde TÜİK’in yıllık ithalat ve ihracat verilerine değinen Başkan Yıldırım, bu verilere göre Gaziantep’in 2024 yılında 17 milyar 125 milyon 363 bin dolarlık dış ticaret hacmine ulaştığını belirterek “İhracatımızın ithalatı karşılama oranı %151 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre, geçen yıla kıyasla ihracatımız %1,7, ithalatımız ise %3,8 oranında düşmüş durumda. İthalatımızın düşük olması, yalnızca ticaret dengesi açısından değil, aynı zamanda üretim girdileri açısından da değerlendirilmelidir. Hammadde ve ara malı ithalatındaki yavaşlama, üretim kapasitemizin tam olarak devreye giremediğinin de bir göstergesi olabilir.” şeklinde konuştu.

Yıldırım: Deprem bölgesine sağlanan krediler büyüme hedefi dışında tutulmalı

Yaptığı açıklamada deprem bölgesindeki kredilerdeki kredi büyüme istisnasının kaldırılması kararının ekonomik toparlanmayı ve ihracatı da olumsuz etkileyeceğini ekleyen Yıldırım, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yabancı para kredilerdeki gelişmeleri dikkate alarak sıkı parasal duruşu desteklemek amacıyla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında değişiklikler yaptığını kamuoyuyla paylaştı. Buna göre yabancı para krediler için aylık yüzde 1 olan büyüme sınırı yüzde 0,5’e düşürülmüş ve deprem bölgesinde kullandırılan kredilerin yabancı para kredi büyüme sınırından istisna tutulması durumunu da kaldırılmıştır. Her ne kadar enflasyonla mücadele sürecinde sıkı parasal duruşun bir gereklilik olduğunu kabul etsek de alınan bu karar özellikle depremden etkilenen işletmelerimizin, ihracatçılarımızın finansmana erişimini daha da zorlaştıracak ve bu da bölgedeki ekonomik toparlanmayı geciktirecektir. Üstelik bu durum yalnızca deprem bölgesini değil, genel ekonomik dengeyi de olumsuz etkileyebilir. Zira bölgede Gaziantep gibi üretim ve ihracat ile ülke ekonomisine büyük katkı sunan kentlerimiz depremin ardından ekonomik toparlanmasını henüz tamamlayamamıştır. Enflasyonla mücadele önemli bir hedef olsa da, deprem bölgelerindeki işletmelerin yeniden yapılanma sürecinde finansmana daha kolay erişebilmesi adına, bu bölgelere sağlanan kredilerin büyüme hedefi dışında tutulması gerekmektedir