Bütçenin geneline dair yapılan görüşmelerde söz alan Karaca “Bu bütçe; iktidarınızın Orta Vadeli Program, 12. Kalkınma Planı ile ilan ettiği halka yıkım getiren, sermayedarları semirten ekonomi programının apaçık bir devamı.” dedi.

Konuşmasına bir benzetmeyle başlayan Karaca, “Bir emekçi ailesi, bir restorana gidip sınırlı bütçesiyle menünün en ucuz yemeklerini seçerek sipariş veriyor. Arkada, locadaysa bir grup en pahalı yemekleri, aksırıncaya kadar yiyor. Masadakileri iştahla silip süpürdükten sonra lokanta sahibinin ikram ettiği tatlıları da mideye indirip kalkıp gidiyorlar. Biraz sonra emekçi ailenin hesabı geliyor. Bol sıfırlı hesaba şaşırıp ‘Bu hesap bizim değil, biz sadece şunları yedik’ diye itiraz ediyor ama nafile... Restoran sahibi geliyor. ‘Hesapta bir yanlışlık yok. Az önce kalkan masanın hesabını da sizin hesaba ekledik. Tamamını siz ödeyeceksiniz’ diyor. İşte bu bütçenin özeti budur.” dedi.

Bütçe sunumu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Ağustos ayı süresince sermaye örgütlerini gezerek OVP güncellemesi ve bütçe hesabı yaptığını aktaran Karaca “Onlar da halka daha fazla kemer sıktırın, biz yine vergiden muaf olalım, faizler şu kadar olsun, asgari ücrete yüzde 25’in üstünde zam yapmayın diye emirler yağdırdı. Aldınız talimatları, OVP’yi ve 2025 bütçesini sarayda sonuçlandırdınız. IMF Türkiye masasından aferini de kaptınız… Karşımıza ‘yerli ve milli IMF programı’ çıkardınız. Bu programın mottosu da: Halka sefalet, patrona servet.” ifadelerini kullandı.

“VERGİ POLİTİKANIZDAN ÂLÂ SERVET AKTARIMI YOK”

Bir AKP’li milletvekilinin “Şu servet aktarımını anlatın da öğrenelim” sözlerine yanıt veren Karaca “Sizin vergi politikanızdan âlâ servet aktarımı yok. Mesela işçi başına net kârı bir yılda 2 milyon 186 bin 193 liraya yükselten Ford, 2023 yılında binde 4 oranında vergi ödedi. Yüzde 4 değil, binde 4! 2023’te işçi başı 207 bin 264 lira kar elde eden Arçelik, yüzde 1,6, Otokar yüzde 2,7, Tüpraş yüzde 12,2 vergi ödemiş. Milyon dolarlar kazanan şirketler bir işçinin 3-4 ayda ödediğinden daha az vergi veriyor. Metal işçilerinin ücretleri her ay vergi kesintileriyle un ufak oluyor.” dedi.

Bütçenin kaynağının vergiler olduğunu hatırlatan Karaca “Toplanacak vergide şirketlerin, bankaların vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 12,78. İşçiler, emekçiler şirketlerden kat kat daha fazla vergi ödüyor. Ama halkın ihtiyaçlarına gelince kaynak yok” şeklinde konuştu. Faiz ödemelerine yapılan artışa da değinen Karaca işçilere vaat edilen şeyin ise yüzde 17-25 arasına sıkıştırılan asgari ücret olduğunu söyleyerek “Plan halka, bütçe sermayeye!” dedi.

HER KALEM ARTTI, KAMU YATIRIM HARCAMALARI AZALDI

Bütçede her kalemin artmasına karşın azalan tek kalemin kamu hizmetlerindeki yatırım harcamaları olduğuna dikkat çeken Karaca “Genel Kamu Hizmetlerine 2006 Yılında Bütçeden ayrılan pay %39,5 iken 2023 yılında %22,8'e kadar düşmüş. Düşen yatırım harcamalarına da bakınca ortaya çıkan tek bir sonuç var: Eğitime, sağlığa, kamu hizmetlerine hiçbir yatırım olmayacak. Bu yeni kamu hastanesi, okul, yurt yapılmayacağının ilanıdır.” dedi.

Kamu hizmetlerinin payının düşmesiyle kamusal hizmetlerin piyasaya açılacağını vurgulayan Karaca “Kamu payı düşsün ki özel okullar, hastaneler semirsin. Emeklilik şirketlerinin, özel sağlık sigortalarının muhtaç müşterisi olalım. Okullarda çocuklar açlıktan, pislikten hasta olmuş, hastanelerde bebekler çetelerin eline kalmış önemli değil… 78 yaşında insanlar inşaat işçiliği yaparken ölüyor, bakamadığı için çocuklarını yurda vermek isteyen aile sayısında son 10 yılın en yüksek rakamlarına ulaşılmış durumda. Günde neredeyse 3 kadının katledildiği ülkede kadınların güçlendirilmesi için ayırdığınız bütçe kadın yurttaş başına 38 kuruş ayrılmış. Geçen yüzyılda kalan kızamık ve menenjit yeniden baş gösterdi, intiharlar arttı, halk perişan, ama sizin için varsa yoksa sermayenin çıkarları… işte sizin ‘istikrar, icraat ve kalkınmanız” ifadelerini kullandı.

Emekçilerin patronların yemek hesabını ödemesi benzetmesine geri dönen Karaca “Yıllardır bu halka sermayedarların, uluslararası tekellerin yediklerinin hesabını ödetiyorsunuz. Ben buradan bu ülkenin yoksul halkına seslenmek istiyorum: Yerli ve yabancı sermayenin yediklerinin hesabını ödemeyi kabul etmeyin!” dedi.