Gencecik adaylarımızla, birbirinden kıymetli adaylarımızla birlikte Gaziantep’te seçime büyük bir iddia koyuyoruz. Gaziantep yoruldu. Gaziantep’i sürekli birileri, ‘Nasılsa her şartta oyu bize veriyorlar, emekliyi kırsak veriyorlar, çiftçiyi perişan etsek veriyorlar. Ne yaparsak yapalım oyu bize veriyorlar’ diye sürekli ihmal eden bir anlayışla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Gaziantep’te halk buluşmasına katıldı. Özel, Gaziantep İstasyon Meydanı’nda yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetin yıkılmaz kalesi, milli mücadelenin simge şehri, hepimizin birliği ve beraberliğine, Misak-ı Milli sınırlarına, bugünkü egemenliğine kavuşmasındaki en büyük direnç ve inanç, Gaziantep’in alnı açık başı dik, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan, haram ve yalandan korkan kahraman evlatları hepinizi saygı ile selamlıyorum” dedi.
“HAK ETTİĞİ YERE GELENE KADAR…”
“Yıllar önce Gaziantep’e geldiğimde şunu söylemiştim, bu Gaziantep bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünlerini hak etmiyor. Biz Gaziantep’e apayrı önem vermeliyiz” diyen Özel, “Samsun ve Gaziantep Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milli mücadele için ilk adımı attığı şehirler, milli mücadeledeki başarısından ve direncinden dolayı gazi unvanını verdiği şehrin, CHP’nin eskiden olduğu gibi en güçlü olduğu şehirlerinden biri olması gerekiyor. Son geldiğimde söyledim. Şimdi seçim atmosferindeyiz ama seçimler de geçse önümüzdeki süreçte bu parti Gaziantep’te hak ettiği yere gelene kadar Özgür Özel olarak, Genel Başkanınız olarak elim Gaziantep’in üzerindedir. Bu işi hep beraber başaracağız. İşte o heyecan, işte o umut bugün buradadır” ifadesini kullandı. Özel, şunları söyledi:
“GAZİANTEP YORULDU”
“Ramazanınız mübarek olsun, Allah tutulan oruçları kabul etsin. Dediler ki Gaziantep’te Ramazan’da miting olmaz. Böyle bir alan asla dolmaz. Gaziantep’e gelirsiniz, Ramazan’da üzülürsünüz. Dedim ki ben o kente, o kentteki yoldaşlarıma, o kentteki Atatürkçülere, cumhuriyetçilere, vatanseverlere, milliyetçilere inanıyorum, Gaziantep’e gidiyorum dedim. Hoş geldiniz. Göreceksiniz, her geçen gün daha kalabalık olacağız. Her geçen gün daha çok olacağız. En sonunda Gaziantep’i hak ettiği günlerine, Gaziantep’i geçmişteki gibi cumhuriyetçilerin kalesi yapacağız. Bu süreçte büyük bir heyecan ve umut dalgası var. Gencecik adaylarımızla, birbirinden kıymetli adaylarımızla birlikte Gaziantep’te seçime büyük iddia koyuyoruz. Gaziantep yoruldu. Gaziantep’i sürekli birileri, ‘Nasılsa her şartta oyu bize veriyorlar, emekliyi kırsak veriyorlar, çiftçiyi perişan etsek veriyorlar. Ne yaparsak yapalım oyu bize veriyorlar’ diye sürekli ihmal eden bir anlayışla karşı karşıyayız.”
“5,5 ÇEYREK ALTIN ZARAR VAR”
“Bundan 45 gün önce ben meydanlara çıktım. Aylar önce ilk meydanlara çıktığımızda emeklilerden bahsettim. Dedim ki bu ülkede bundan 22 yıl önce en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Bugün 0,59 asgari ücret. Yani yüzde 59’u. Yani 3 Kasım 2002’de AKP ilk geldiğinde 1,5 asgari ücreti hiç ellemeseydi, emeklilere dokunmasaydı, düzeninizi hiç bozmasaydı bugün 1,5 asgari ücret 26 bin liraydı. Ama bugün en düşük asgari ücret 10 bin lira. 3 Kasım 2002’de en düşük asgari ücret 8 tane çeyrek altın alıyordu, bugün 2,5 çeyrek altın alamıyor 10 bin lira. Yani her emeklinin 5,5 çeyrek altın zararı var bu işten. Bir emekli bir çeyrek altın yitirse aklı çıkar, bütün gün onu arar. Öyle mi? Şimdi bir emekli değil her emekli, bir sefer değil her ay, bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybediyor. Dahası var, buradan bir hatırlayıp selamlayalım. Daha önce bayramlarda birer maaş ikramiye, bayram ikramiyesi diye bir şey yoktu. 2015, 7 Haziran seçimlerinde kim söyledi emekli ikramiyesini, Kemal Kılıçdaroğlu. Bir alkış yollayalım. O gün Kemal Bey dediğinde veremezsin dediler. Sonra 7 Haziran seçimini çoğunluğu Meclis’te kaybettiler. 1 Kasım’da biz de vereceğiz dediler.”
“KURSAĞINIZDAN 18 KİLO KIYMA EKSİLTTİLER”
“Emekliler sevindi ama 3 Ramazan, 3 Kurban geçti, 6 bayram ikramiyenizi vermediler, hakkınızı yediler. 2018 seçimleri geldiğinde biz hatırlattık, ısrar ettik, bu sefer emeklilere biner lira verdiler. Dedik olmaz, bin lira yetmez. Asgari ücret vermeniz lazım, bir maaş vermeniz lazım. Bin lira yeter dedi. O gün beğenmediğimiz bin lira, 42 lira kilosundan 24 kilo kıyma alıyordu. Bugün 3 bin lira oldu, 2 Nisan’da hesaba yatacak. Alıp kasaba gideceksiniz 6 kilo kıyma alıyor. Sadece ve sadece, emeklinin bayram ikramiyesinden tam 18 kilo kıymayı eksilttiler 6 yılda. 30 Ramazan, 30 sahur, 30 iftar ve arkadan bayram sofrası. Çoluğunuzun çocuğunuzun, torununuzun kursağından, sizin sofranızdan, mutfağınızdan 18 kilo kıymayı eksilttiler. Bir kilo kıyma için insanlar sabah 4’te kuyruğa geçiyorlar, yarı fiyatına kıyma almak için. Kim kime veriyor 1 kilo kıyma? Emeklinin hakkı olan 18 kilo kıyma kayıp. Emeklinin hakkı olan 5,5 tane çeyrek altın kayıp.”
“5 LİRALIK NOHUT DÜRÜM 50 LİRA OLMUŞ”
“Bakın Gaziantep’teyiz. Her yerde hesap yapıyoruz. Gaziantep’te geçen sene 7 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşı 20 kilo antepfıstığı alıyormuş, bu sene 10 bin lira sadece 15 kilo alıyor. Yani 4 alıyorken, 3 alabiliyorsunuz. Alım gücünün bir senedeki kaybı bu. Gaziantep’in neyi meşhur, fakir fukaranın, garip gurebanın, emeklinin, köylünün, ne yiyor? Nohut dürüm yiyor. Bak 2018 yılında nohut dürüm 5 liraymış, şimdi kaç para? 50 lira. Bakın değerli gazeteci ve televizyoncu arkadaşlar. Bakın Gaziantep’teyiz. Meydan dolu. Ben soruyorum. Ne yiyor yoksul öğlen, nohut dürüm ile geçiştiriyor. 2018’de kaç lira nohut dürüm, bugün kaç para oldu? 5 liralık nohut dürüm olmuş 50 lira. 6 senede 10 kat artmış. Böyle bir şey olur mu? Nasıl geçinilecek? Gaziantep’te en kötü evin kirası kaç para? 10 bin lira. Artık hiç varıp da çalışıp gelecek halimiz yok. Bu kadar insanla. 10 bin lira. Emeklinin maaşı da 10 bin lira. Yani eve girerse, kirayı verirse, aç oturacak. Karnını doyurursa sokakta kalacak. Böyle bir anlayış olmaz.”
“TAYYİP BEY, EMEKLİNİN KEYFİ YERİNDE DEĞİL”
“Emekliler, değerli büyüklerim. Bütün Türkiye’de soruyorum. Önce bir dost ve düşman görsün. Bayrakları değil elleri. Meydandaki emekliler bir el kaldırsın. Emeklinin durumu bu. Değerli büyüklerim bir şey kaybedildiği, yitirildiği yerde aranır. Siz bu kaybettiğiniz aylık 5,5 çeyrek altını, bir bayramda 18 kilo kıymayı, 5 liralık nohut dürüme verilecek paranın 50 lira olması, bu geçim zorluğunu nerede yaşadınız? Bu altını, kıymayı nerede kaybettiniz? Bir seçim sandığında öyle değil mi? Bunu dönüp önümüzdeki ilk seçim sandığında, önümüzdeki Pazar günü sandıkta alacak mıyız? Çok açık söylüyorum. Eğer ki siz inanırsanız, ben vaktiyle ilk emeklileri çağırdığımda meydanda her 5 kişiden bir emekli yoktu. Ama her gün arttınız, geldiniz. Her gün sesime ses verdiniz. Bana omuz verdiniz, ben de günde 5 mitingde sizin derdinizi anlattım. Şimdi bütün televizyonlar, gazeteler, bütün liderler sizi konuşuyor. O günlerde ilk başta Tayyip Bey diyordu ki efendim ekonomi yüzde 4,5 büyüdü. Herkesin keyfi yerinde, Özgür Efendi emeklileri kışkırtmaya çalışıyor. Emekliler onun peşine takılmaz. Tayyip Bey, emeklilerin keyfi yerinde değil. Emeklinin canı çıktı. Emekliler geldiler ve şimdi hep bir aradalar. Gazeteci arkadaşlarım, bakın Gaziantep’ten emekliler Tayyip Beye ne cevap veriyor? Tayyip Beye bir el sallayın, daha iyi. Eğer sizi görmezse, bundan sonra yapacak bir şey yok. Bizden buraya kadar. Elveda. Hoşça kal. Bugün demiş ki ben vaktiyle size şunu yaptım, bunu yaptım. Ne yaptığın ortada. Aramıza başkasını sokmayın diyor. Tayyip Bey ben seninle emeklinin arasında değilim, ben emeklinin yanındayım, arkasındayım.”
“BÜYÜK BİR İŞSİZLİK VAR”
“Türkiye’de emeklinin en büyük zorluğu şuydu. Ben emekliye zam vereceksem TÜİK’e göre vereceğim. TÜİK ne demek, Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Tayyip’i üzmüyor, sizi üzüyor. Aynı TÜİK gençlerle ilgili rakamları açıkladı. Türkiye’de genç işsizliği yüzde 40’a yaklaştı. Gaziantep’te yüzde 43 genç işsizliği. Öyle bir noktadayız ki Gaziantep’teki 2 gençten biri işsiz. Çok büyük sıkıntı yaşanıyor. Tabi bu işsizliğin önemli sebeplerinden bir tanesi tekstil sektöründe yaşananlar. Tayyip Erdoğan bu ülkede ekonomiyi ben bilirim dediği için faiz sonuç değil sebeptir dediği için, bütün dünya faizleri yükseltirken, inadına faiz düşürüp enflasyonu artırdığı, herkes dövize yöneldiği için öyle bir noktadayız ki garibanlar için döviz çok pahalı, hayat pahalı ama ihracatçı için de döviz çok ucuz. Öyle olunca Gaziantep gibi ihracatta, tekstil ihracatında en rekabetçi illerimizden bir tanesi giderleri çok arttığı için ve döviz fiyatındaki zorluklar yüzünden ihracat işlerini alamaz oldu. Gaziantep’te büyük bir işsizlik sıkıntısı var. Gaziantep’imizde gençlerimiz işsiz.”
“YÜZLERİ GÜLDÜRECEĞİZ”
“Tayyip Erdoğan ilk geldiğinde 80 bin öğretmen atanmamıştı, dedi ki bu nasıl bir şey. Madem atamayacaksın, niye okuttun? Ama şu anda 1 milyon öğretmen var. Geçen seçimlerde Tayyip Erdoğan mülakatı kaldırma sözü verdi. Sözü tutmadığı gibi mülakata devam diyorlar şimdi. Öğretmenler 80 bin mülakatsız atama bekliyor ama bu sene atama yapılmayacak. Bir öğretmen çocuğu olarak ve başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin Genel Başkanı olarak bütün öğretmenlerimizin arkasındayız. Bu arada biliyorsunuz CHP’li belediyeler son 5 yılda tam 61 yurt yaptı. Gaziantep’te CHP’li belediyeler seçildikçe, merkez belediyeleri biz aldıkça, birazdan konuşacağız, büyükşehri aldıkça aynı İstanbul, Ankara, Mersin, Adana belediyelerimiz gibi burada da yurt yaparak öğrencinin barınma sorununu çözeceğiz. Yine burada sosyal konut projeleri ile kira sorununu çözeceğiz. Türkiye’nin dört bir yanında nasıl yüz güldürüyorsak, Gaziantep’te de yüzleri güldüreceğiz. Gaziantep’in en önemli sıkıntılarından bir tanesi tarımda küçülen tek kent, tarımda küçülen tek sektör olmamız. 9 ayda yüzde 131’lik mazot zammıyla, 19 liradan 44 liraya çıkan mazot fiyatıyla, geçmişte 1 kilo buğday, 1 litre mazot alırken, 7 kilo buğday ile 1 litre benzin alamayan bir noktaya geldik. 1 kilo buğday satıyorsun, 1 bardak çay içemiyorsun. Nerede? Çiftçiye, köylüye milletin efendisi diyen anlayış, şimdi karşımızda köylüye al ananı da git diyen anlayış. Nereden nereye geldik.”
“SAĞLIK ÇİLESİ”
“Sağlık bütün Türkiye’de kötüye gidiyor ancak en çok Gaziantep’te kötüye gidiyor. Burada şehir hastanesi büyük bir sıkıntıya dönüştü. İnanılmaz bir doktor açığı var. Kadroların yüzde 35’i boş. İnsanlar sadece doktor değil hemşire, sağlık memuru, teknisyen, laborant, hepsi eksik. Geçen ay yapılan çalışmada 138 randevu sorgusu yapıyor, yüzde 64’üne randevusuzluk cevabı veriliyor. Yüzde 36’sı 5 gün sonraya randevu alabiliyor. Ortalama randevu süresi 5 gün. Ultrason, endoskopiye aylar sonrasına randevu veriyorlar ama şehir hastanelerine yüzde 108 zam yapıyorlar. Gaziantep’teki sağlık çilesine dikkati çekiyoruz. Buradan Sağlık Bakanına sesleniyoruz. Gaziantepliler sağlık sisteminden memnun musunuz? Doktor bulabiliyor musunuz, randevu alabiliyor musunuz? Sayın Fahrettin Koca Gaziantep’i duy. Gaziantep gibi bir şehirde büyük bir sağlık sorunu yaşanıyor. Buna bütün Türkiye’nin dikkatini çekmek istiyorum.”
“GAZİANTEPSPOR’U ESKİ GÜCÜNE GETİRECEK BİR LİDER LAZIM”
“Gaziantep’in eski gününü ve bugününü konuşmak lazım. Nerede bizim Gaziantepsporlular? Gaziantepspor Türkiye’nin en önemli takımlarından biriydi. Bütün dünya Gaziantepspor’u nefesini tutmuş izliyordu. Gaziantep’i kümeye düşürdüler. Gaziantep’in yerine GFK diye bir takım çıkardılar ama o takımda da sıkıntı var. Buradaki Gaziantepliler size Gaziantep’i eski günlerine getirecek bir lider lazım. Hem Gaziantep’i süper lige çıkaracak, hem Gaziantepspor’u eski günlerine kavuşturacak biri lazım. Bu şehir hasta, ona bir doktor lazım. Muzaffer Ertürk. Bakın Gaziantep’in eski tezahüratını Muzaffer Ertük’e söylüyorlar. Muzaffer Bey hepimizin çok sevdiği bir tıp doktoru. Partimizin gözbebeği. Gaziantep’in bir evladı. Saygılı, çalışkan, üretken, enerjik birisi. Gaziantep onu çok seviyor. O da Gaziantep’i çok seviyor. Mustafa Öztürk’ü seviyor muyuz? Biraz önce Muzaffer Başkan size neler yapacağını söyledi. Onu sevmek yetmez. 5 gün var. Bu 5 gün boyunca her gün Muzaffer Ertük için çalışmaya var mıyız? Onu anlatın. Onun için çalışın. Onun için oy toplayın.”
“ONA SAHİP ÇIKMANIZI BEKLİYORUM”
“Biliyorsunuz bu şehir 1989 ile 2004 yılları arasında, tam 3 dönem CHP’li bir belediye başkanı tarafından sevgili Celal Doğan tarafından yönetildi. Bir kuvvetli alkış alalım. Gaziantep’in altyapısı varsa Celal Doğan sayesinde vardır. Marka şehir olmuşsa Celal Doğan sayesindedir. Gaziantepspor ne yaptığıysa Celal Doğan’ın döneminde yapmıştır. Celal Beyden sonra görev yapan, Gaziantep’te taş üstüne taş koyan hangi partiden belediye başkanı varsa hepsine de teşekkür ediyoruz. Ama Gaziantep’i artık yordular, üzdüler, Gaziantep’i halsiz ve yorgun bıraktılar, hasta ettiler. Gaziantep’e artık bir doktor lazım. Şahinbey’de sevgili Arkın Bereketoğlu var. Arkın Bereketoğlu, bir veteriner. Gitmediği köy, ayak basmadığı yer kalmamış. Tertemiz bir evladınız. Ona sahip çıkmanızı bekliyorum. Şehitkamil’de benden bile 7 yaş genç, hepimizin umudu, partimizin umudu, Gaziantep’in umudu Umut Yılmaz. Oğuzeli’nde Ahmet Bozgeyik. Partinin emekçisi, çalışkan. Hepimizin sevgilisi Ahmet Bozgeyik. Araban’da sevgili Hüseyin Kılıç var. Her şey benimle çok güzel olacak diyor, Hüseyin Kılıç’ı Arabanlılara emanet ediyorum.”
“DEPREMDEN SONRA VERİLEN SÖZLER TUTULMADI”
“Biz depremde, 6 Şubat’ta canlarımızı kaybettik, evlatlarımızı kaybettik. Gaziantep’te maalesef 3 bin 897 resmi rakamlara göre vefat var. Bunların çoğu İslahiye ve Nurdağı’nda. Hem CHP’nin milletvekilleri, Kadın Kolları Başkanımız Sayın Aylin Nazlıaka, kadın kollarımız hep birlikte İslahiye ve Nurdağı’nda olduk. Dünyadaki akrabalarımız nereye gelelim dediler, İslahiye ve Nurdağı’nda sosyal demokrat parti liderlerini karşıladık ve ağırladık. Bu o günden bugüne verilen sözlerin tutulmadığını biliyorum. Tayyip Erdoğan, 650 bin deprem konutu sözü verip maalesef şu ana kadar bir yılda bitireceğim dediği konutların 76 bin tanesini verdi, rakam maalesef yüzde 12’dir. Gaziantep’te teslim edileceği söz verilen konut 42 bin, teslim edilen konut 14 bin 724’tür. Konutların yüzde 35’i teslim edildi. Bizim İslahiye’de bu yıkılmış, hayalleri, umutları yıkılmış İslahiye’yi yeniden ayağa kaldırmak için İslahiye’deki adayımız sevgili Okan Öztürk’ü çağırıyorum. Allah İslahiye’ye, Gaziantep’e bir daha böyle bir acı göstermesin. Yine Nurdağı’nda en genç adayımız, gençliği ve dinamizmiyle, hepimizin desteği ile Nurdağı için çalışacak olan Mustafa Çetin. İkisi için özel bir şey söyleyeceğim. Deprem oldu, depremden sonra geldik. Var gücümüzle biz İslahiye ve Nurdağı’nda emek sarf ettik. Haftaya Pazar günü Allah’ın izniyle Türkiye’nin 11 büyük belediyesine belediyeler katacağız. Gücümüzü koruyacak ve artıracağız. İslahiye ve Nurdağı’nda ne ihtiyaç olursa bu 2 kardeşimin, bu 2 evladınızın talepleri belediyelerinizde baş üstünedir. Özgür Özel yanlarındadır. Arkasındadır. Her ikisine de Allah kolaylık versin, onlar ellerinden geleni yapacaklar. Biz de var gücümüzle İslahiye’nin ve Nurdağı’nın arkasında olacağız. Söz veriyoruz.”
“BU EKİBE GÜVENİYORUZ”
“Karkamış’ta bir belediye başkanımız vardı. Bir orduda sancağı taşıyan gemiye sancak gemisi denir. CHP’nin Gaziantep’te tek belediye başkanıydı. 5 yıl boyunca Karkamış’ta sancak gemisindeydi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini bayrağını dalgalandırdı Ali Doğan. Sonra Ali Doğan dedi ki ben Karkamış’ta görevimi yaptım. Karkamış’ı bir başka arkadaşımıza emanet edebilirim. Ben Nizip’e hizmet edebilirim. Nizip Belediyesini kazanabilirim. Dedim nasıl kazanırsın, dedi ki ben Nizip’te sadece CHP’lilerin değil İYİ Partililerin, eski ittifak ortaklarımızın, AKP’lilerin, MHP’lilerin desteğini alırım. Dedim ki o zaman sen Nizip ittifakını mı kuracaksın? Bugün geldim, gördüm, baktım ve sevindim. Nizip ittifakının adayı Ali Doğan. Ona inanıyoruz, ona güveniyoruz. 1 Nisan sabahının Nizip Belediye Başkanını kuvvetli alkışlıyoruz. Artık Ali Doğan Gaziantep’te tek olmayacak. Ali Doğan’ın yerinde, yanında çok sayıda belediye başkanımız olacak. Atatürk’ün partisini hep beraber temsil edecekler. Ali Doğan’dan sonra Karkamış’ı Mustafa Güzel’e emanet ediyoruz. Mustafa Güzel’den sonra son olarak Yavuzeli, Bekir Sakar. Biz bu ekibe güveniyoruz, bu ekibe inanıyoruz. Biz bu ekibin önce Gaziantep Büyükşehri, Şehitkamil, Şahinbey, Oğuzeli, Araban, İslahiye, Nurdağı, Nizip, Karkamış ve Yavuzeli’ni kazanacağına inanıyoruz. Siz de onlara inanıyor musunuz?”
“UMUDUN İTTİFAKINI KURDUK”
“Onlar korkunun, endişenin, tehdidin, günü gelince depremzedeye şantaj yapmanın ittifakını kurmuşlar, biz umudun ittifakını kurduk. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakıdır. Türkiye ittifakı gücünü milletinden, renklerini ay yıldızlı al bayrağından, şanlı Türk bayrağından alır. Türkiye ittifakının renkleri kırmızı ile beyazdır. Türkiye ittifakı için kırmızı, beyaz. Gaziantep Büyükşehir’de doktor Muzaffer Ertürk kazanacak, Gaziantep kazanacak. İlçelerde adaylarımız kazanacak, ilçelerimiz kazanacak. Türkiye’de Türkiye ittifakı kazanacak, Türkiye kazanacak. Adaylarımızı size, sizi de Allah’a emanet ediyorum.
Bir Yorum Bırakın