Uzman Klinik Psikolog Erdem Akgün, Baba Haber'e konuşarak çocuk yetiştirme konusunda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

Çocukların yaşadıkları zorluklarla kendilerinin baş etmeleri gerektiğini, bu durumun çocuklara güçlü bir karakter kazandıracağını ifade eden Psikolog Erdem Akgün, önceki nesillerin yetiştirilme tarzını örnek olarak göstererek atalarımızın bu sayede tüm baskılara ve yaşadıkları onca strese rağmen güçlü kaldıklarını söyledi.

RUHSAL DAYANIKLILIK İÇİN FİZİKSEL DAYANIKLILIK ŞART

Ailelerin yanı sıra çocukların okul hayatlarında da kolaycılığa kaçılarak yetiştirildiğini kaydeden Akgün, "Okullarda çocuklara doğru düzgün beden eğitimi dersleri bile verilmiyor. Müfredatta olsa bile bu ders artık neredeyse kağıt üzerinde var. Aileler de noktada hata yaparak gidip o derse rapor alıyor ve o dersin yerine çocuklarına matematik dersi aldırıyor. Bu doğru değil. O çocukların fiziksel gelişime de ihtiyaçları var. Çünkü fiziksel dayanıklılık zamamla ruhsal dayanıklılığa da yansıyor. Bu konu çok önemli. Bu noktada yapılan hatalar büyük eksiklikler doğurabildiği gibi toplumsal çöküşe de zemin hazırlıyor" dedi.

AVRUPA'DAN ÖRNEKLER

Konu ile ilgili yaptığı değerlendirmelerini Avrupa'dan örnekler vererek sürdüren Akgün, İsviçre, İrlanda ve İngiltere'de düzenlenen bazı konferanslara katıldığını ve Avrupa'da doğal yaşama müdahalenin az olduğunu anladığını söyleyen Akgün, oradaki çocukların okullara kendi başlarına gittiklerini, çocukların güvenliğini ise tamamen devletin sağladığını dile getirdi.

ÇOCUKLAR BASKI İLE YETİŞTİRİLMEMELİ

"Oradaki çocuklar okula tek başına gidiyor, burası gibi kapısının önünden alınıp okul kapısına bırakılmıyor" diyen Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizde ne yazık ki servisçi dakika dakika ailelere ya da okula bildirim sağlıyor. Bu kadar baskı ve çocukların bu derece apartman dairelerine sıkıştırılmaları sağlıklı büyümelerine engel teşkil ediyor. Ayrıca günümüz şartlarında mecburi olarak anne ve baba çalışıyor; ancak bu duruma karşı annenin çocuğuna daha çok zaman ayırabilmesi için ona uygun bir iş bulması gerekir. Öte yandan iş ve hobilerin birbirinden bağımsız olarak yapılması gerekir ki bu da anne ve babaya da bu süreçte rahatlık sağlar. Aksi durumda anne ve baba sabah kalkıyorlar işe gidiyorlar. Sonra akşam işten eve gelip akşam yemeği yiyorlar ve televizyonun karşısına geçiyor kumandayla bir şeyler yapıyorlar. Bu da yaşadıkları hayatı sıradanlaştırıyor ve bu durum çocuğa da yansıyor. Bir insanın mutlu olabilmesi için önce kendisi için bir şeyler yapması gerekir. Aileler ve çocukları ancak bu şekilde hep birlikte mutlu olabilir. Bu konunun taşıdığı önem nedeniyle atlanılmaması büyük önem taşıyor."